İnsanlar, evlerinin önlerinde çiçekler ve mis kokulu bitkiler yetiştirmeyi çok sever.
Nedense, bitki kokularından çok hoşlanırlar. Yaz geldi mi balkonlar, bahçeler rengârenk
saksılarla dolar taşar.
Nane, adaçayı, kekik, lavanta… Hele o fesleğen yok mu fesleğen? Öfff! Elleriyle
bitkinin üzerini şöyle bir sevdiklerinde tüm koku çevreye yayılır. Dur orada durabilirsen.
Ben ve arkadaşlarım, yaz gecelerini çok severiz. Akşam oldu mu her yer insan kaynar!
Kapılar pencereler açılır, biz de rahat rahat gezeriz.
Bizim geleceğimizi bilenler, hazırlıklara başlar. Kokular, ilaçlar… Teyzelerin,
amcaların ellerindeki plastik, esnek, delikli uzun şeyler. Üstümüze denk getirebildiler mi
eyvah! Vıcccck! Bir kayıp daha! Neymiş efendim, derilerini kızartıyor ve şişiriyormuşuz.
Peki biz nasıl besleneceğiz? Bunu düşünen kim? Bir de evin kedisi varsa, peşimizi hiç
bırakmaz, patilerinden kaç kaçabilirsen.
Kokular, ilaçlar, kediler, kovalamacalar derken bir karar verdik. Bu gidişle neslimiz
tükenecek. Öyleyse buralardan göç edeceğiz!
Şehrin az ilerisinde bulunan ormanın eteklerindeki boş alana yerleşeceğiz.
Acıktığımızda hızlı bir uçuş ile karnımızı doyurup geri döneceğiz.
Ah, size kendimi tanıtmayı unuttum, ben Sivrican.
Kalabalık bir sivrisinek grubunun lideriyim. Topluluğumuzun adı da “Hayalet
Kanatlar”. Yaz başında yaptığımız ilk toplantıda aldığımız kararla yeni yerimize uçtuk.
Buralar sakin, huzurlu… Etrafta tarlalar, su birikintileri, ağaçlar, kuşlar ve çeşitli hayvanlar
var. Her şey ve herkes gibi biz de buraya uyum sağlamaya çalışıyoruz.
Buraya gelişimizin ilk haftasında, boş toprak alana büyük bir tır geldi. İçinden
kocaman kumaş parçaları, rengârenk kıyafetler, çeşitli aletler çıkardılar. Bizi en çok şaşırtan,
tırdan indirilen hayvanlar oldu. Fil, kaplan, aslan, at, tavşan ve bir kafesin içinde bembeyaz
beş tane güvercin. Merakla çevrelerinde uçuştuk. “Patron” diye seslendikleri adam, sanırım
bizden pek hoşlanmadı. Ellerini sinirli bir şekilde üstümüze doğru sallıyordu. Yalnızca bize
değil, araçtan indirilen hayvanlara da nazik davrandığını söyleyemem. İki aylık ömrümüzde
burada da mı rahat yaşayamayacaktık?
Tüm bunlardan bizim gibi rahatsız olan birileri daha vardı. İlk zamanlarda
anlaşamamamıza rağmen sonraki günlerde ufak ufak sohbet etmeye başladığımız Mamito ve arkadaşları. Aletlerin arkasında sıraya dizilmiş bir grup fare, neler olduğunu anlamaya
çalışıyordu.
Her yıl aynı mevsimde buraya geldiğini duyduğumuz gezici sirki ilk kez görüyorduk.
Herkes onları dört gözle beklediğine göre, gösterileri eğlenceli olmalıydı.
Karanlık olmadan hazırlıklar bitmiş, hayvanlar parlak perdenin arkasına bağlanmıştı.
Büyük çadırın önünde bilet gişesi vardı. İçinde cılız mı cılız, sakallı, ne dediği pek
anlaşılmayan biletçi oturuyordu. İnsanlar uzun sıralar oluşturmuş, içeri girebilmek için
sabırsızlanıyordu.
Mamito zıplaya zıplaya yanıma geldi. Çadırın arkasında, güvercin kafesine sarılıp
ağlayan birini görmüş. Kız sihirbazmış. Çok çalışıp gösteriye hazırlandığı halde, yalnızca üç,
bilemedin beş dakika sahneye çıkmasına izin veriyorlarmış. İp cambazları, tek tekerlekli
bisiklet sürenler ve palyaçolar için de aynı şey geçerliymiş. Geri kalan zamanlarda, uzun uzun hayvanların gösterileri sergileniyormuş.
Gösteriyi şimdi daha çok merak etmiştim!
Sivricanlar ekibini toplayıp çadırın en havadar köşesinde yerimizi aldık. Biraz önce
ağlayan kız, şapkasından renkli mendiller, güvercinler çıkardı. Üç kişi, tek tekerlekli
bisikletleriyle, palyaço ise sessiz komik hareketlerle kısacık gösterilerini tamamladılar. Tek
ayağının üstünde yürüyerek sahneye getirilen file kadar her şey çok eğlenceliydi.
Filin o ayağı çok mu acıyordu?
Ateş çemberinin içinden atlatılan aslan ya yanarsa!
Kırbaçlanarak gezdirilen atın canı yanmıyor mu?
Küçücük kafeslerde kapalı kalan güvercinlerin, tavşanların, maymunların canları
sıkılmıyor muydu?
Ah! Bu işte bir terslik vardı!
Biz Sivricanlar ekibi ve Mamitolar, o gece oturup bunları düşündük. Bir çözüm
üretmeye çalıştık. Yarın akşam farklı olmalıydı.
Ertesi sabah biz vızıldayarak uçtuk, Mamitolar da vikvikleyerek dolaştı. Etraftaki tüm
sivrisinek ve fareleri topladık. Büyük ve uzun bir toplantı oldu. Aldığımız kararlar kesindi.
Akşamüstü harekete geçecektik!
İlk hedefimiz bilet gişesi ve içindeki görevliydi. Gişe açıldığında biz gişeye uçup uzun
boylu adamın etrafında dönerek, vücuduna iğnelerimizle minik dokunuşlar yaptık.
Fareler ayaklarına dolandı.
Adam kaşınmak ve zıplamakla meşgulken Mamito ve yardımcısı Taki, tüm biletleri
kemirerek parçaladı. Artık satılacak bilet yoktu.
Sıra patron ve hayvan terbiyecilerine gelmişti.
Bu kez tüm ekipler saldırıya hazırdı.
Nasıl mı?
Biz “hayalet uçuş” yaparak; fareler “yerde sürünme” hareketiyle çadıra girdik.
Sesimizi en yüksek tonda kullanıp en hızlı uçuşumuzla çevrelerini sardık. Fareler de
ayaklarını… En iyi kemiren fareler, perdenin arkasına geçip hayvanların kafesini kemirmeye
başladılar. Demir kafes çok sert ve büyüktü, başaramadık.
Sihirbaz kız, elinde anahtarla gelip kilidi açtı.
İşte, tam zamanıydı!
Büyük sihir o anda gerçekleşti. Parlak perde, hayvanların kaçışıyla dalgalanmaya ve
daha da ışıldamaya başladı. Onlar gidecekleri yeri biliyorlardı.
Üçüncü gün, sihirbaz kız ve diğer arkadaşları uzun gösteriler yaptılar.
Bilet gişesinde sıra uzadıkça uzuyordu.
Mamitolar kimseye görünmeden gösteriyi izlerken biz Sivricanlar, o gece sessizce
kanat çırpıyorduk.
Hiç vızıldamadan ve kimseye dokunmadan, beş beyaz güvercin ile birlikte çadırın
üstünde mutluluktan uçuyorduk…
ETKİNLİK
Bu etkinlik Emine Çetin tarafından hazırlamıştır.
KONU: Sirkte çalıştırılan hayvanların doğal ortamlarına kavuşturulmasını anlatıyor.
TEMA: Hayvan hakları
ANAHTAR KELİMELER: Sirk, gezici sirk, sihirbaz, palyaço, cambaz, hayvan terbiyecisi, sivrisinek, iş birliği, hayvan
KIPIR KIPIR DÜŞÜNCELER:
● Gezici sirklerde yapılan gösterileri araştıralım.
● Sirklerde hayvanların gösteri yapması hakkındaki düşüncelerimizi ailemiz ve
arkadaşlarımızla tartışalım.
● Bir sirkte gösterici olsanız, nasıl bir gösteri yapmak istersiniz?
● Aslan ateş üzerinden atlamayı hangi şartlar altında ve ne kadar sürede öğrenebilir?
● Hayvanların gösteri yaptığı sirke gitmeyi düşünür müsünüz? Neden?
KIPIRDATAN ETKİNLİKLER:
A4 kağıdının ortasına düz bir çizgi çekelim. Kâğıdın üst bölümüne sirklerde hayvanların
olduğu gösterilere karşı çıkan bir slogan bulalım. Bu sloganın altına kısaca düşüncelerimizi
yazalım. Kâğıdın altındaki boş bölüme konu ile ilgili bir resim çizelim. Hazırladığınız afişi,
okulunuzda, evinizde, parkta ve dilediğiniz yerde sergileyebilirsiniz.
Comments