Sabahın erken saatlerinde ormandaki çalılıklardan, küçük mağaralardan, ağaç kovuklarından sesler dağılıyordu her yana.
Çınarın içindeki yuvadan anne sincap, “Hâlâ uyuyor musun, küçük tembel! Kalk tüylerini fırçala. Biliyorsun bugün senin için özel bir gün,” diye bağırırken Bülbül Hanım da “Uyan küçüğüm, biraz ses alıştırması yap! Şarkını güzel söyleyemezsen üzülürsün sonra,” diyordu. Boz tavşanın sesi ise üzgündü,
“Anneciğim ne olur tüylerimi beyaza boyasak! Bu rengi sevmiyorum,” derken annesi “Tüylerini asla boyamamalısın, hem renginin nesi var. Kirpiklerin uzun, üstelik kuyruğun çok güzel. Herkes kulağındaki kızıl tüylere bayılıyor. Daha ne istiyorsun?” dedi.
Boz tavşan eğilip derenin suyunda görüntüsüne baktı. Kirpiklerini oynattı, yan dönüp kuyruğunu inceledi. Kulaklarını dikleştirdi.
“Doğru söylüyorsun anneciğim, gerçekten de güzelmişim,” diyerek neşeyle zıplamaya başladı.
Baykuş Puhu Bey ve karısı Puhu Hanım’la tünediği dalın üzerinden,
“Sevgili orman sakinleri biliyorsunuz bugün Barış Günü Etkinliği var. Yarışmaya katılacaklar hazırlansın. Herkes en güzel giysilerini giysin, tüylerini fırçalasın, kanatlarını temizleyip gagalarını parlatsın. Ödüller bizi bekliyor,” diye bağırınca, ormanda alkışlar, sevinç çığlıkları yankılandı.
Hepsi hazır olunca meydanda toplanıp yola koyuldular.
Uçanlar, sürünenler, koşanlar, çocuklarını sırtında taşıyanlar tören alanına gitmek için yola çıktılar. Cırcır böceği şarkı söyledi, ateş böceği gündüz olmasına rağmen ışıklarını yakıp söndürdü. Bülbüller en güzel sesleriyle öttü. Sincaplar takla atarak, dallara sıçrayıp yerlerde yuvarlanarak herkesi güldürdü. Kaplumbağa yavaş yürüyeceğini düşündüğü için herkes yola çıkmadan iki saat önce, daha karanlıkta yola koyulmuştu. Diğerleriyle aynı anda tören yerinde oldu.
Kocaman bir sahne, ağaç dalları ve çiçeklerle süslenmişti. Kimi dallara çıktı, kimi çimenlere oturdu. Herkes sahneyi görecek şekilde çevreye yerleşti.
Yarışmacılar da sahnenin kenarında kendilerine ayrılan yerlere oturdu.
Tavşan, kirpi, kertenkele, salyangoz, kurbağa, örümcek ve kelebek kafa kafaya vermiş birbirlerine yapacaklarını hatırlatıyorlardı.
Tavşan kirpiye,
“Bütün dikenlerine çiçek takacağım, sonra birlikte dans edeceğiz. Başlangıçta dikenlerini aralıklı tut ki işim kolaylaşsın. Sonra çiçekler düşmesin diye sıklaştırırsın,”
Bukalemun,
“Bulunduğum yerin rengini alarak bir gösteri yapacağım. Onun için sahneye renk renk yapraklar taşımam gerekiyor. Bana yardım ederseniz sevinirim, unutmayın en çok turuncuyu severim,” derken heyecanlıydı.
Elindeki flütün deliklerini kontrol eden kurbağa bülbüle dönüp,
“Sen öterken flütümle sana eşlik edeceğim. Kulağın bende olsun,” derken küçük bülbül başını sallayarak sevinçle “olur!” dedi ona.
“Sarkıttığım iplere tutunacaksın, seni yukarı çekeceğim. Hareketsiz bekle. Korkma iplerim çok sağlamdır,” dedi örümcek küçük salyangoza.
Konukların arasında kurtla kuzu, kediyle fare, tilkiyle ördek de barışı anlatacak, düşmanlığı unutturacak gösteriler yapmak için hazırdılar.
Yarışmayı doğanın bütün renklerine bürünmüş kelebek Tülkanat sundu.
Seçiciler kurulu yarışmacıları ilgiyle izleyip notlar aldı. Sonunda merakla bekleyen izleyicilere dönüp,
“Sevgili orman sakinleri, haftalardır bugünü bekliyorduk. Güzel bir yarışma izledik. Yarışma sonuçlarına sıra gelince ne yazık ki birinci seçemedik.”
İzleyicilerden yükselen olumsuz sesleri duyunca,
“Sakin olun lütfen, dinleyin! Herkes birinci olacak kadar güzel ve başarılıydı. Hepiniz birincisiniz, kutluyoruz.”
Bu sözler üzerine büyük bir alkış koptu, ağaç dallarında yankılandı sesleri. Tüm hayvanlar birinci seçilmenin coşkusuyla geçit töreni için sıraya girdiler.
Onlar yürürken de alkışlar dinmek bilmiyordu.
Sırtı çiçek açmış kirpiyle yan yana yürüyen, kulaklarını oynatıp kuyruğunu hoplatan tavşan… Yürüdüğü yolların rengine bürünen bukalemun… Flüt çalan kurbağanın sırtında en güzel şarkılarını söyleyen bülbül… Bütün göstericiler çılgınca alkışlandı.
Kırk yıllık dost gibi el ele tutuşmuş kediyle fare, kurtla kuzu, tilkiyle tavuk geçit töreninin en çok alkışlanan grubuydu.
Neşe içinde evlerine dönen orman sakinleri, geç saatlere dek güzel anları tekrar tekrar anlatıp günün coşkusunu yeniden yaşadılar. Gecenin konuşmasını yapan Baykuş Puhu Bey,
“Hepinizi kutluyorum, çok güzel ve anlamlı bir etkinlik oldu. Birbirine düşman diye bilinen arkadaşlarımızın neden bu kadar çok alkışlandığını düşündünüz mü?
Ulu ormanda bir sessizlik oldu. Puhu Hanım konuştu bu kez.
“Çünkü ormandaki bütün canlılar barış içinde yaşamayı istiyorlar. Siz de bunu kanıtladınız. Bu barışın bozulmasına asla fırsat vermemeliyiz.”
Bütün hayvanlar hep birlikte bağırdılar.
“Barışın bozulmasına asla fırsat vermeyeceğiz!”
ETKİNLİKLER
Hazırlayan: Dursaliye ŞAHAN
Konu: Ormanda yapılan bir yarışmayı anlatıyor.
Tema: Barış
Anahtar Kelimeler: Kuşlar, sincap, tavşan, yarışma, flüt.
Kıpır Kıpır Düşünceler
● Ağaçlarda yaşayan orman hayvanlarından örnek verebilir misiniz?
● Ormanlarda yangın çıkmaması için alınacak önlemleri aşağıya yazar mısınız?
● Ormandaki barışı, sınıfınızda ve okulumuzda sağlayabilir miyiz?
Kıpırdatan Etkinlikler
● Bir orman resmi çizip aralarına öyküdeki hayvanlardan bazılarını yerleştirebilir
misiniz?
● Bir soru: Ormanda ağaç diplerinde yetişen lezzetli bir bitki var. Bazen zehirli olduğu
için o bitkiler hakkında bilgisi olmayanın yememesi lazım. Bu hangi bitki? Biliyor
musunuz? (Yanıt: Mantar)
● Ormandaki üç hayvanın doğaya nasıl destek olduğunu anlatabilir misiniz?
● Masalda olmasını istediğiniz başka bir hayvan var mı?