Parktan hayaller kurmak
Kentin rengi çocuk parklarını keşfetmeye devam edelim. “Anneanne bana park örer misin?” isimli yazımızda Japonya’ya uzanmış, dev örgü ağlara tırmanmış, çocukların sanatçılara nasıl da ilham olabileceğini ispatlamıştık. Bu yolculuğumuzda ise sekiz farklı ülkeye ışınlanıp macera dolu hayal dünyalarına dalalım, ne dersin? O halde ilk durağımız İspanya!
Bu parkın kahramanı kim?
Parkın vazgeçilmezleri nelerdir diye sorsak; kaydırak, salıncak, hoplamak, zıplamak ilk akla gelenler olabilir. Aslında en vazgeçilmez kahramanlar, çocuklar! Her bir oyuncağı farklı dünyalara taşıyıp eşsiz maceralara sürüklenirler ve tadına doyulmaz saatler bir çırpıda geçer. Ama bazı parklar var ki kendisi bir kahraman. Tıpkı İspanya Valencia’daki Park Gulliver gibi. Yazar Jonathan Swift’in unutulmaz eseri Gulliver'in Gezileri'nden ilham alan bu parka yukarıdan bakıldığında, yerde yatan dev bir Gulliver heykeli görülüyor. Bu durumda heykelin üzerinde oynayan çocuklar da Lilliput’taki cüceler oluyor, öyle değil mi?
Bu parkların öyküleri senden
İsveç Göteborg’daki Mavi Balina Parkı ise içinden binbir öykü çıkabilecek güzellikte. Dev ağlardan kurtulmaya çalışan balinaya mı yardım etmek istersin yoksa balinanın midesinden kaçmaya çalıştığın bir deniz macerasına mı atılmak hoşuna gider? Bizce her ikisi de denemeye değer!
Belki de Rusya’nın Moskova şehrindeki Cosmos Parkı’nda kozmonot olmayı tercih edersin. Böylece Rus uzay programı aracılığıyla bir evren yolculuğu yapabilir, fırlatma araçları R-7 Semyorka ve Ay aracı Lunokhod 1 ile galaksiler arası yolcuklara çıkabilirsin. Gezegenlerde keşif yapmak ve dünyamıza uzaktan bakmak oldukça heyecanlı olacak.
Amerika Birleşik Devletleri Oklahoma’da bulunan Tulsa Nehri kıyısındaki parktaysa, çocukların şehir ve nehir kıyısında hoş vakit geçirmeleri düşünülmüş. Balıkların üzerinde oynarken pelikanlara eşlik etmek seni nasıl bir maceraya davet eder, bir düşün bakalım.
Brezilya'nın Sao Paulo kentindeki oyun parkı da, dantel gibi örülen bir timsahtan oluşmuş. Timsahın ister sırtına tırmanarak ister dişlerine tutunarak yola çıkabilirsin. Peki bu sürprizli yol ikiye ayrılsa, zorlu mücadelelerin olduğu tarafı mı seçersin yoksa lezzetli meyvelerin olduğu tarafı mı?
Kıvrılarak yol alan trenleri sevmeyen var mı? Singapur'da bulunan Tiong Bahru Park’ındaki raydan çıkmış vagonlar gerçekten merak uyandırıyor. Ajanlardan kaçan bir dedektif ya da hırsızı yakalamaya çalışan bir kondüktör olabilirsin. Devrik trenin içinde koşmak zor ama bir o kadar da eğlenceli olmalı.
Avustralya'nın başkenti Canberra'da bulunan ulusal botanik parkı, nadir ve tehdit altındaki ağaçlarıyla yaklaşık 100 ormana ev sahipliği yapıyor. İşte bu ulusal parkın en yüksek tepesine kurulmuş olan oyun parkı ise meşe palamutlarından ilham alınarak tasarlanmış. Yoksa sen de Scrat gibi son kalan meşe palamudunun peşinde misin?
Danimarka’daki Viaborg Ormanları içindeki oyun parkı ise; büyük kule, mancınık ve dev yaban domuzu gibi tasarımlarla bir ortaçağ hikâyesi yaratıyor. Gözcülerini kuleye, mancınıklarını sipere yerleştirip nesli tükenmekte olan orman hayvanlarını koruma planını uygulamaya başlayabilirsin.
Hangi öykü park olsun isterdin?
Hadi biraz düşünelim, hayal kahramanlarından hangileri çocuk parkı olsa eğlenceli olurdu? Kung fu Panda’nın göbeğinden mi, Moana’nın saçlarından mı kaymak isterdin? Belki de Shrek’in kulaklarına asılıp sallanmak ya da Kayıp Balık Nemo’yla okyanusa açılmayı tercih edersin?
Peki ya öyküler park olsaydı? En sevdiğin hikâye hangisi? Bir düşünsene, tavşan deliğinden Alice’in Harikalar Diyarı’na geçmek kulağa hoş geliyor mu? Hele Şirinler’in evleri arasında dolaşıp Şakacı’nın hediye paketlerine rastlamak hiç de fena olmazdı. Hayallerini bizimle sesli, yazılı ya da resim olarak paylaşmak istersen mail adresimiz kipirticocuk@gmail.com
Şimdiden hepsinin gerçek olması dileğiyle, iyi oyunlar!
Kaynaklar: