İSTANBUL BOĞAZI'NIN KUŞLARI
- Elif Çelebi

- 4 Ara
- 2 dakikada okunur

Kuşların göç yolu İstanbul Boğazı
Asya ile Avrupa kıtalarını birbirinden ayıran doğal sınır İstanbul Boğazı, Marmara Denizi ve Karadeniz'i birbirine bağladığı gibi binlerce kuşun yolunu da birleştirir. Çoğu burada yaşar, kimi göç ederken uğrar, bazısı da avlanmak için gelir. İstanbul Boğazı deyince aklınıza sadece martılar gelmesin. Haydi gelin, Boğaz’ın ev sahibi ve misafir kuşlarını kendi ağızlarından dinleyelim.

Martı deyip geçmeyin!
Ben Gümüş Martı!İstanbul’a geldiğinde ilk önce beni göreceğine şüphe yok. Hele vapura bindiysen durmadan etrafında dolanırım. Simidinden bir parça vermezsen darılırım. Gümüş gibi parlayan gri sırtımla sabah güneşinde ışıldarım. Lütfen beni Küçük Gümüş Martı’yla karıştırmayın. Boyumuz hariç birçok özelliğimiz benzese de onlar farklı bir martı cinsi, benim yavrularım değil.

Ben Karabaş Martı!Koyu renk başlığım yüzünden benim türüme “Karabaş” adını vermişler. Oysa yazın siyah, kışın beyaz olurum. Şaşırdın mı? O zaman beni gördüğünde bu bilgiyle sen de yanındakileri şaşırtabilirsin.

Ben Akdeniz Martısı!Benim de siyah başlığım var ama gördüğünde Karabaş martı sanma sakın! Dikkatli incelersen kuyruklarımızın farkını görebilirsin. Ayrıca kışın uzun yolculuklara çıkar, yazın İstanbul Boğazı kıyılarında yuva yaparım.
Aceleci yelkovanlar!Ben Yelkovan!Bizi karada göremezsin. O yüzden Boğaz’a gelmen şart. Genellikle 25-30 kuşluk sürüler halinde, çok hızlı uçarız. Kanatlarımız suya değecek kadar alçaktan uçarken aceleci hareketlerimizden bizi hemen tanıyabilirsin. Fırtınalara ve şiddetli rüzgârlara dayanıklıyızdır. Martılar gibi denizde saatlerce ve günlerce yol alabiliriz. Ama balık gördük mü, Karabataklar gibi usta bir dalgıca döneriz.

Bizi ayırt edebilir misin?
Ben Büyük Karabatak!İri bir kuşum. Balığımı yakalar, sonra kayalığa çıkıp kanatlarımı açarım. Tüylerim su geçirmez değil. Bu yüzden onları kurutmam gerekir. Ava birlikte çıktığım on binden fazla Karabatakla birlikte mendireklerde güneşlenirim.
Ben Tepeli Karabatak!Karabatak kardeşimden beni ayıran özelliğim başımdaki minik tepeciktir. Öyle ustayım ki denizin derinliklerine hızlıca dalarım. Gözlerim su altında bile iyi gördüğünden yolumu kolayca bulurum. Her zaman deniz kenarında olurum.

Leylek değilim!
Ben Gri Balıkçıl!
Uzun boynum, ince bacaklarım var. Bu yüzden beni bir leyleğe benzetmen normal. Ama leylekler gibi havada kalabalık sürülerle uçmam. Kafa dinlemek için insanlardan uzak kıyılarda olurum. Avlanmak için saatlerce kıpırdamadan durabilirim. Sonra bir anda gagamı suya daldırıp balığı yakalarım. Sessiz ve dikkatliyimdir. İstanbul Boğazı’nın sabırlı balıkçısıyım. Beni şehrin her yerinde balık yerken görebilirsin.

Ben Sumru!
Zarif bir deniz kuşuyum. Boğaz hattında koloniler halinde kalabalık ailemle yaşarım. Üreme döneminde gagam parlak kırmızı olur. Denizin üstünde asılı kalıp başımı öne eğer ve balığı gördüğüm an “cup!” diye suya dalarım.

Ben Karagagalı Sumru!Adımdan da anlayacağın gibi beni gagamın siyahlığından tanıyabilirsin. Sumru’nun tüm gagası turuncuyken benim sadece gagamın ucu turuncudur. Uzaklardan gelen göçmen bir kuşum. İstanbul Boğazı benim dinlenme durağımdır. Aynı zamanda Boğaz bana vazgeçemeyeceğim bir balık ziyafeti sunar.

Adımızı duymuş muydun?
Ben Sakarmeke!Kış ortası su kuşuyum. İsmim biraz tuhaf mı geldi? Evet, bazen sakarlık yaparım. Su altında yiyecek ararken havalanıp “plop” diye yeniden suya düşerim. Bir de çok iyi yüzerim! Ayağımda perde yoktur ama yine de hızla giderim.

Ben Bahri!
Batağangillerdenim. Gözlerim kıpkırmızı, tüylerim parıltılıdır. Dalmadan önce sıçramam. Usulca dalıverip balığı sessizce yakalarım. Kışın İstanbul Boğazı’na gelir, baharda göllere dönerim.
İşte hepsinin hikâyesini kendilerinden dinledik. İstanbul Boğazı’nın renkli kuşlarını görmek istersen, birkaç rotaya vapur yolculuğu yapman yeterli. İster denizde ister kıyıda gezerken gözlerini iyi açmalısın. Her an göz göze gelebileceğin ya da kalabalık uçuşlarına tanık olabileceğin Boğaz kuşları hemen yakınında olabilir. Şimdiden iyi yolculuklar!
Kaynaklar:
Bu yazıya ilham veren Yaz Güvendi’ye teşekkürler @yazguvendi



Kıpırtı'nın bu bölümü çok değerli.Yeni bilgiler öğrenmek çok keyifli.Teşekkürler.