top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıYayla Boztaş

MERAKLI CİVCİK



Tavuk Akkanat bu sabah her zaman yattığı yerden kalkmıyor, değişik sesler çıkarıyordu. Kümesin deneyimli tavukları ondaki bu değişikliği görünce kuluçkaya yatmak istediğini düşündü.

Bilge Rakaka Hanım,

“Sanırım bizim Akkanat gurklayacak,” dedi.

Meraklı Civcik şaşkınlıkla,

“Gurk ne demek?” diye sordu.

“Yavrularının olmasını istiyor. Sen de bir zamanlar yumurtanın içindeydin. Annen yirmi bir gün hiç kalkmadan yumurtaların üstünde yatıp ısıttı onları. Sonra zamanı gelince sen ve kardeşlerin kabuğunuzu kırıp dışarı çıktınız. Bak şimdi büyüdün gezinip devamlı sorular soruyorsun,” dedi Bilge Rakaka.

Tavuklar aralarında iş birliği yapıp Akkanat’a kümesin en sessiz ve sakin yerinde samanlardan güzel bir yatak hazırladılar. Sinirli gıtgıtlarına aldırmadan onu yatağın üzerine yatırdılar. Sıra altına yumurtaları koymaya gelmişti. Şüpheci,

“Bu işi yaparken ya yumurtalara zarar verirsek!” deyince Akıllı,

“Çok iyi bir fikrim var,” dedi “Herkes gidip onun önünde yumurtlasın.”

Hepsi tek sıraya girip hemen önüne yumurtalarını bıraktılar. Akkanat, kanadının yumuşak bir hareketiyle yumurtaları altına çekti, dikkatle üzerlerine oturdu. Arkadaşlarına teşekkür etti.

Hepsi birden büyük bir sevinçle gıdaklayıp kanatlarını çırptılar. Olanları şaşkınlıkla izleyen horoz Kızılibik tünediği yerden coşkuyla bağırarak hayranlığını belirtti.

“Üürüüüü! Helal olsun size hanımlar, çok akıllısınız!”

Sonraki gün kümese gelen Neşe Hanım olanları görünce çok şaşırdı. Yapılan yuva, tavuğun altındaki yumurtalar, kümesteki sessizlik çok ilginçti. Bir tavuğun kuluçkaya yatması için gereken her şey yapılmıştı. Armağan olarak hepsine çok güzel yemler verdi, onları okşadı.

Akkanat, çok mutluydu.

“Yirmi bir gün sonra civcivlerim çıkacak yumurtalardan. Onlara yardımcı olmak için kabuklarını kırıp çıkacakları zamanı şaşırmamalıyım.” Hemen yanındaki çanaktan aldığı buğdayı köşede görünür bir yere koydu. Her gün içinden bir buğday alıp biriktirecek, böylece kaç gün geçtiğini sayacaktı. Bu onun gün sayma makinesiydi. Artık yapacağı şey yerinden hiç kalkmadan yumurtalarını sıcacık tutmaktı.

Tavuklar bu dönemde ortamın sakin olması gerektiğini kendi yaşadıklarından biliyorlardı. Kümesin içinde fazla gürültü yapmıyor, daha çok bahçede geziniyor, horozlar da ötecekleri zaman bahçenin uzak bir köşesine gidiyorlardı.

Meraklı Civcik de kümesteki heyecana kapılmıştı. Bir akşam, horozların tünediği tahtaların üzerine sıçrayıp bağırdı.

“Dinleyin! Yeni gelecekler ve bir zaman civciv olanlar için bir şiir yazdım.”

Yumurtaydık civciv olduk.

Kabuk sertti zorla deldik.

Küçücüktük ve tüylüydük

Şimdi koca tavuk olduk.

Annesi onu kanadının altına alıp okşarken kümesten alkış sesleri yükseldi.

Meraklı Civcik, her gün Akkanat’ın yanına gidip duvarın dibine koyduğu buğdayları sayıyordu.

“Bu işi kolaylaştırmalıyım,” diye geçirdi içinden, o uyurken tastan aldığı birkaç buğday tanesini diğerlerinin yanına koydu.

Akkanat birkaç gün sonra buğdayların yirmi bir tane olduğunu gördü. Sevinerek yumurtaların üzerinden kalkıp kabuktan ses geliyor mu diye dinlemeye başladı. Hiç ses yoktu.

“Tam yirmi bir gün oldu. Yoksa yavrularım öldü mü?” diye ağlamaklı oldu.

Onun yerinden kalktığını ve telaşını gören Bilge Rakaka,

“Bırak ağlamayı! Ben şimdi kontrol eder, kaç gündür kuluçkada olduklarını söylerim,” Akkanat’tan geri çekilmesini istedi. Yumurtalara iyice yaklaşıp kulağını dayadı. Gagasıyla çok hafif dokundu.

“Civcivlerin çıkması için on gün daha var. Hemen yat yerine! Onlar zamanı gelince sana haber verirler.”

Bilge Rakaka’nın dediği gibi zamanı gelince yumurtalardan tık tık sesleri duyulmaya başladı. Çatlayan kabuklardan küçücük, ıslak tüylü civcivler başlarını çıkartıp çevrelerine baktılar.

Heyecanla onları izleyen Meraklı Civcik, utanarak yanlarına yaklaştı, Bilge Rakaka’ya yaptığını anlattı.

“Ben bir an önce kabuklarından çıkmalarını istemiştim,” derken neredeyse ağlayacaktı.

Bilge Rakaka kanadıyla onu okşarken,

“Niyetin kötü değilmiş ama çok yanlış bir şey yapmışsın. Senin bu davranışın bütün yavruların ölümüne neden olabilirdi. Bir şeyi yaparken iyice düşünmelisin,” dedi.

Meraklı Civcik, “Bu da bana ders olsun, bir daha bilmediğim konulara karışmayacağım,” diyerek özür diledi.


57 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page