top of page

SİZ BİZİ BURADA MUTLU MU SANDINIZ?

  • Yazarın fotoğrafı: Pınar Buket Kılınç PALA
    Pınar Buket Kılınç PALA
  • 1 Ara
  • 4 dakikada okunur
Resimleyen Ecem Eker
Resimleyen Ecem Eker


"İnanmıyorum! Geldiler yine." diye bağırdı Maymun Suzi. 

Her tarafta kameralar, şapkalı gözlüklü adamlar, ellerinde metin kâğıtlarıyla dolaşan kadınlar… 

"Nereden çıktı şimdi bunlar?" diye dertlendi Gergedan Fiko. "Offf! Vay efendim hayvanat bahçesinden canlı yayın yapacaklarmış, yok insanlarla olan ilişkimizi aktaracaklarmış..." 

"Yahu sanki biz burada isteyerek duruyoruz. Bir de ne yaptığımızı ettiğimizi paylaşıyorlar," dedi Suzi. 

"Bu işin sonu kötü," diyerek hak verdi ona Gergedan Fiko. Öte yandan Fil Sofi ile yavrusu Gali de katıldı onlara. Eeee tabi artık ziyaretçiler eskisi kadar çok değildi. Hayvanat bahçesinde işler kötüydü. Çocuklar da gelip gitmiyordu. Ellerinde minik ekranlı bir aletle, oradan izleyerek görüyorlarmış maymunları, filleri. 

"Aaaa işte çok iyi, bırakın bizi, dönelim yurtlarımıza," derken yeni yeni icatlar çıkarıyorlar," dedi Gergedan Fiko.

"Hayvanat bahçesi yetkilileri canlı yayın saatleri yaparak hayatımızı televizyona taşıma kararı almışlar, tabi bize soracak değiller," diyerek söylendi Fil Sofi. "Niyet, hem ziyaretçi çekmek hem de yayını izleyenlerden gelir elde etmek..." 

"Bir kez de bizi düşünerek karar alsalar şaşıracağım," dedi. Maymun Suzi, "Bu işe bir çözüm bulalım, denilenleri yapmayalım. Artık haklarımıza sahip çıkalım," diyerek fillerin ve aslanların yuvalarına seslendi. "Bırak gel evini, yaşa hayvanat bahçesinde. Sordun mu? Yok. İstediğim arkadaşlarla kalayım. Yok. Biz Maymun Foli ile iyi oyun oynuyorduk. Kavga ediyor sandılar, ayırdılar. Size mi kaldı? Hiç hoşuma gitmiyor bunlar."

Maymun Suzi’nin bakıcısı gergin davranıyordu ona günlerdir. Kafasına koymuştu, üç beş hareketi yaptıracaktı zorla. 

“Kameralar açılınca yemek verilecekmiş. Eeee bu kadar baskı sonunda seslerin yükselmesi normal tabii. Zaten istediğimizi istediğimiz zaman yiyemiyoruz, bir de kameraların açılış saatine göre hareket edeceklermiş. Vay canına, anayurdumdan koparılıp buraya getirildiğime mi üzüleyim, düştüğüm bu hale mi bilemedim," dedi Maymun Suzi. 

O arada karşı komşusu yavru fil Gali’nin homurtusunu duydu. Bakıcısı uykusundan uyandırmış. 

"Ha ha ha, onun sevimli halleri çok izleyici çekecekmiş. Yarın yayın başlayacak, bak bu saat oldu yemek vermediler. Duydum ki yayından önce vereceklermiş, bir de bana baskı yapıyorlar ağaçtan ağaca atlayacakmışım. Yaa, iyi de istersem atlarım, sen istemediğin şeyi yapıyor musun, diye bağırasım geliyor yönetici denen adama," diye söylendi Maymun Suzi. "Nasıl bağırıyor bakıcım, olan düzen gitti. Hep birlikte anlaşalım, yayını başlatma sesini duyduğumuz an uykuya dalalım. Ne verileni yiyelim ne de denilen hareketleri yapalım. Hepimiz uyursak neyi izletecekler? Yok öyle denileni yapmak!" diyerek arkadaşlarını yanına çekti Maymun Suzi. Onay verdi kaplanlar, gergedanlar.

Yayın saati geldiğinde planladıkları gibi bakıcılar yemekleri dağıtıyordu ama gelin görün ki ne Maymun Suzi yemeğe yaklaşıyordu ne de Fil Sofi. Hatta uykularından kalkmıyorlardı bile. Bir ara fil yavrusu Gali uyanıp oyuna başlar gibi yapıyordu ama annesi çekiveriyordu onu hemen hortumunun altına. Yayın saati bitip, ışıklar söndüğü an, hayvanlar oyuna, yemeğe dönüyorlardı. 

Yöneticiler günlerce ışıkların yönünü değiştirdi, yemeklerin çeşidini çoğalttı ama baş edemediler. Maymun Suzi her gün yayından sonra arkadaşlarına, "Dayanın, başaracağız, bu işe son vermek zorunda kalacaklar," diyerek destek oluyordu. 

Beş günün sonunda kazandılar. Kameralar bir bir söküldü. Yayın ile hayvanat bahçesini tanıtma işi beklendiği gibi olmamıştı. Bakıcılar rahatladı, hayvanlar mutlu oldu ama en çok da Maymun Suzi. 

Bir de Suzi’den dinleyelim hayvanat bahçesinde maymun olmak nasıl bir duygu?

Merhaba, ben Suzi, bir Vervet maymunuyum. Atlama, zıplama, oyun, yaramazlık benden sorulur. Adımı gazetelerden duymuşsunuzdur. Bir kez manşet bile oldum ilk sayfaya:

"Vervet Maymunu Suzi Hayvanat Bahçesinden Kaçtı!" 

Bak hele bak. En kötü fotoğrafımla, bir suçlu gibi gösterdiler beni gazetelerde. Derdim büyük, dinleneyim yok. Koydular beni içinde yapay yapraklı, sözde dalların olduğu kafese. Nasıl yaşayayım orada yalnız başıma? İsterim yanıma arkadaş, gerçek yapraklı ağaçlar. Eee bakıcımın dalgınlığını fırsat bilip bir yemek saati attım kendimi dışarıya. Peşimde on adam, ağaçtan ağaca atlayarak çay bahçesine vardım. Çay içen misafirlerin masasının ortasına kuruldum. İnsanlar çığlık çığlığa kaçışıyor. 

"Yahu az önce kafese yaklaşıyordunuz. Elinizdeki yemişlerden kafama kafama atıyordunuz. Ben yanınıza gelince mi rahatsız oldunuz?" diye bağırdım.

Yok artık. Çocuklar kaçmıyor, onları anneleri babaları çekiştiriyor. Sanki ne yapacağım ben onlara? Neyse yine döndüm kalın gövdeli fıstık çamının tepesine. Bakıcım, yanında on kişilik bir ekiple geldi, ellerinde file gibi bir bezle beni yakalayacaklar güya. Ha ha ha, yok bitti artık. Daha da dönmem o odaya. Bu bahçeden gidecek değilim. Biliyorum, yurdum kilometrelerce ötede ama kafese de girmem. Bıraksınlar bari ağaçta yaşayayım. 

Günlerce sürdü bu kaçıp kovalamaca. Baktılar ben zarar vermiyorum kimseye, zamanla azaldı korkuları, bahçede kurdum kendime bir düzenek. Eeee hakkım olanı almak konusunda deneyimim çok anlayacağınız. Kafes dışında bir yaşama geçtiğim gibi hepimizin kameralardan kurtulmamız da benim inadımın eseri.


*Bu etkinlik Hülya Poyraz tarafından hazırlanmıştır.

KONU: Hayvanat bahçesindeki hayvanların kendi haklarını savunmak için kamera yayınlarına karşı pasif direniş başlatmalarını anlatıyor.

TEMA: Özgürlük, Hayvan Hakları, Dayanışma

ANAHTAR KELİMELER: Hak, özgürlük, direniş, hayvanlar, dayanışma


KIPIR KIPIR DÜŞÜNCELER:

 – Hayvanlar sizce neden canlı yayına karşı çıktılar?

 – Maymun Suzi ne için mücadele ediyor?

– Hayvanların da insanlar gibi hakları olur mu? Olmalı mı?

– Suzi'nin yerine siz olsaydınız nasıl davranırdınız?


KIPIR KIPIR ETKİNLİKLER:

Etkinlik Adı: Suzi’nin Direnişi

Aşama 1 – Isınma: “Hakkım Olsa...” OyunuÇocuklar çember olur. Sırasıyla “Ben bir hayvan olsaydım ve hakkım olsaydı…” cümlesini tamamlarlar.Örnek: “Ben bir kuş olsaydım, özgürce uçmak hakkım olurdu.”Aşama 2 – Canlandırma: Sessiz Tiyatro (Donuk İmge)Gruplar oluşturulur. Her grup aşağıdaki sahnelerden birini canlandırır:- Hayvanların kameraları fark edişi- Maymun Suzi’nin konuşma yaptığı an- Yayın sırasında tüm hayvanların uykuda olduğu sahne- Kameraların sökülmesi ve zafer kutlamasıAşama 3 – Değerlendirme: “Suzi’ye Mektup”Her çocuk, maymun Suzi’ye bir mektup yazar.Başlangıç cümlesi: “Sevgili Suzi, senin cesaretin bana...”Mektuplarda dayanışma, hayvan hakları ve özgürlük temaları işlenir. 

 


Yorumlar


İletişim
  • Instagram
  • Facebook

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

YAYIMCI: YAKIN KİTABEVİ İMTİYAZ SAHİBİ: LEVENT SALICI © 2021 KIPIRTI ÇOCUK DERGİSİ HER HAKKI SAKLIDIR. KAYNAK BELİRTİLMEK KOŞULUYLA YAZILARDAN ALINTI YAPILABİLİR. DERGİDE YAYIMLANAN TÜM ESERLERİN SORUMLULUĞU YAZARLARINA AİTTİR.

​SSS.-SİTE İÇİNDE ARADIĞIM METNİ NASIL BULABİLİRİM?

CONTROL+F TUŞLARINI AYNI ANDA TIKLAYIN. EKRANA GELEN BOŞ KUTUCUĞA ANAHTAR KELİMELERİ YAZIN. ÖRN. YAZAR İSMİ, BÖLÜM ADI, BAŞLIK VB. SONRA ENTER TUŞUNA BASIN. İLGİLİ KELİMELERİN OLDUĞU METİNLER RENKLENDİRİLMİŞ OLARAK EKRANINIZA GELECEKTİR.

bottom of page