top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıEmek Yalın Orhon

BİR KARNAVAL İLE YAZA MERHABA


Yaz mevsimi tüm neşesiyle bizlere gülümsemeye başladı. Sıcacık günlerin gelişini

bir karnavalla kutlayalım mı? Derslerden kafanızı kaldırıp biraz mola vermek istiyorsanız

haydi bana katılın. Hayvanların eğlenceli geçit törenine gidiyoruz.

Yaylı sazların (keman, viyola, viyolonsel, kontrbas) ve piyanistlerin coşkulu girişiyle

karnaval başlıyor.

İlk geçiş tabi ki ormanın kralı aslanın oluyor. Ağır ve görkemli adımlarıyla kraliyet

yürüyüşüne başlıyor. Yürüyüşünü yaylı sazların çalışında, kükremesini ise yükselip alçalan

piyanoların tınısında duyabilirsiniz. Sonra hareket tam tersine dönüyor, bu defa yaylı sazlar

kükrüyor, adımlarını ise piyano çalıyor. Aslan

Arkalarından acıkmış olan tavuk ve horozlar yiyecek bir şeyler bulma umuduyla

geçişlerini yeri didikleyerek yapıyorlar. Onların bu gagalama hareketini yaylı sazlar taklit

ediyor. Piyanonun ve klarinetin, tavukların gıdaklayışlarını ve horozun ötüşünü çaldığını

duyabilirsiniz.

Şimdi de daha çok atı andıran Tibet yabani eşekleri geçiyor. Bu bölüm “Hızlı

Koşanlar” olarak da anılıyor. Koşularını piyanistlerin süratle çalışlarında duyabilirsiniz. Hızlı

Geçit töreninin en sakin kısımlarından birisi tahmin edileceği üzere

“Kaplumbağalar”ınki oluyor. Saint Saens bu bölümün temasını Offenbach isimli bir başka

bestecinin “Yeraltı Dünyası’ndaki Orpheus” isimli eserinde bulunan “Galop Cehennemi”

bölümünden almıştır. Galop Cehennemi Galop aslında çok hızlı bir dans türüdür. Besteci

bu temayı burada muzipçe çok yavaş tempoda bestelemiştir. Kulak verirseniz siz de iki

eserin ortak melodisini duyabilirsiniz. Kaplumbağa

Törenin en gösterişli ve haşmetli yürüyüşüne geldik. Filin geçişini yaylı sazlar

ailesinin en kalın seslisi olan kontrbas ile birlikte piyano bizlere duyuruyor. Besteci tıpkı

kaplumbağalarda olduğu gibi burada da başka iki bestecinin bilinen melodisini işlemiştir.

Bir tanesi “Faust'un Laneti” isimli eserinden Sylph'lerin Dansı‘dır. Sylph’lerin Dansı.

Eserin orjinalinde melodiyi ince sesli enstrümanlar çalarlar. Fil bölümünde ise besteci,

orkestranın en kalın sesli enstrümanını kullanarak esere ince esprisini katmıştır. İki eserin

temasındaki benzerliği duyabildiniz mi? Fil




Sıra kanguruların geçişine geldi. Zıplayışlarını iki piyano taklit ediyor. Kanguru

Bu defa su altına gidiyoruz. Balıklar “Akvaryum” da geçişlerini yapıyorlar. Bu

bölümde, iki piyano, yaylılar sazlar grubu (bu bölümde kontrbas yer almaz), iki flüt ve cam

armonika vardır. Tınısı, adeta balıklarla birlikte sakin bir suda yüzüyormuşuz hissi verir.

Cam armonika yerine onun sesine yakın farklı enstrumanlar da

kullanılabilmektedir. Akvaryum

Eşekler iki keman aracılığıyla karnavalda bizleri A-ii diyerek selamlıyor. “Uzun

Kulaklılar” diye anılan bu bölüm hepsinin arasında en kısa olanıdır.

Karada ve denizdeki karnaval neşesine gökyüzündekiler de katılıyor. Önce Guguk

kuşlarını klarnetin sesinde duyuyoruz. Piyanolar ise onlara yumuşak bir tınıyla eşlik ediyor.

Diğer kuşlar da kutlamaya yetişti. Flütler ötüşlerini ve kanat çırpışlarını

resmederken, diğer enstrumanlar ormanın atmosferini bize duyuruyor. Kuş Kafesi

Sıra “Piyanistler”e geldi. Her gün yapmaları gereken rutin, teknik çalışmalarını

seslendirirken karnavalın en çalışkanları oluyorlar. Bestecinin onları Hayvanlar

Karnavalı’nın sakinlerinden biri olarak seçmesi eserdeki mizahın en güçlü

kısımlarındandır.

“Fosiller”, karnavalın farklı rengi olarak geliyorlar. Yürürken kemiklerinin birbirine

çarpışını ksilofonun* sesinde duyabilirsiniz. Bu bölümde de farklı bestecilerin eserlerinden

örnekler işlenmiştir. Bir tanesi, bildiğinizi düşündüğüm “Daha Dün Annemizin” olarak da

bilinen “Yaşasın Okulumuz” isimli şarkının melodisidir.




“Kuğu” viyolonselin nazik tınısıyla, piyanonun resmettiği sakin bir suda adeta

kayarak süzülüyor. Kuğu

Kalabalık ve coşkulu karnavalın sonuna gelmiş bulunuyoruz. Finalde, aslan, eşek, tavuk

ve kangurunun müziklerinden temaları duyabilirsiniz. Final

Bu eser romantik dönemde yaşamış fransız besteci Camille Saint Saens'a aittir.

Müziğe çok küçük yaşlarda başlamıştır. Aynı zamanda piyanist, orgist, eğitimci ve orkestra

şefidir. Eseri eğlenmek amaçlı yazmış olsa da ciddi bir besteci olarak anılma isteği baskın

geldiği için, yaşarken seslendirilmesine izin vermemiştir. Bu sebeple sadece “Kuğu” adlı

bölüm besteci henüz hayattayken çalınmış, diğer bölümler ölümünden sonra

seslendirilmiştir. Eser İki piyano, yaylı çalgılar dörtlüsü ,kontrbas, flüt, klarnet, ksilofon ve

cam armonika veya glockenspiel* için yazılmıştır.

İlginizi çekeceğini düşündüğüm bir enstrüman olan cam armonikadan da

bahsetmek isterim. 18. Yüzyılda Amerikalı mucit, bilim insanı, yazar, yayımcı, filozof,

siyasetçi ve diplomat olan Benjamin Franklin tarafından mekanik hali icat edilmiştir. Otuz

yedi tane cam kase demirden bir dingile tutturulmuştur. Pedal ile kontrol edilir. Islak eller ile

kaselere dokunarak çalınır. Notalar çeşitli renkler ile gösterilir. Sizler de evde bardakların

içine çeşitli miktarlarda su doldurarak kendi cam armonikanızı yaratabilir, hatta kendi

eserlerinizi besteleyebilirsiniz. Çalmadan önce ellerinizi ıslatmayı unutmayın:) Cam

Bir aslanın kükremesinde, tavukların gıdaklamasında, kuşların ötüşününde,

kangurunun zıplayışında, kaplumbağanın ağır ve kendinden emin adımlarında, suya

daldığınızda denizin altındaki dinginlikte, dikkatle dinlerseniz müzik her yerde !


Aşağıdaki bağlantılardan eserin tamamına ulaşabilirsiniz.


*Ksilofon: Akortlu tahta çubuklardan oluşan vurmalı sazlar ailesine ait bir enstruman. İki

değnekle vurularak çalınır.

*Glockenspiel: Akortlu aliminyum veya çelik çubuklardan oluşan vurmalı sazlar ailesine ait

bir enstruman. Ksilofon gibi o da iki değnek ile çalınır.

68 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page