MİKO VE TİMOTİ

Resimleyen Burcu SONER

Peşindeki Timoti’yle birlikte, avucundaki bozuk paraları şakur şukur sallayarak bakkalın kapısından girdi Miko. 

“Selam Rutkay Amca!” deyip abur cubur rafına doğru gitti.

Bakkal gözlüklerinin üzerinden bakıp gülümsedi.

“Yine mi sen Miko? Bugün kaçıncı oldu bu?” 

Miko, gofret, karamelli çikolata ve cips paketini tuttuğu elleriyle bir tane de kedi konservesi kaptı raftan. Getirip hepsini kasaya bıraktı. Timoti, ağzı sulanmış halde, gözlerini ayırmadan onu izliyordu.

Rutkay Amca, kollarını kavuşturup gözlerini Miko’ya dikti.

“Oğlum, harçlıklarını har vurup harman savuruyorsun. Sürekli kendine ve şu tombik kediye atıştırmalık alıyorsun. Annenle konuşacağım, ona göre!”

Timoti söylenenlere alınmış gibi miyavlayıp arkasını döndü ve dükkândan çıktı. Kapının önünde beklemeye başladı.

Miko, omuz silkti, kedisi duymasın diye bakkala yaklaşıp alçak sesle konuştu. 

“Öyle deme Rutkay Amca, O da çok aç. Bak az önce yine miyavladı.”

Bakkal gözlüklerini çıkarıp tezgâha bıraktı. Miko’ya doğru eğilip sordu.

“Aç mı, yoksa yalnızca yemek yemeyi mi seviyor?”

Çocuk bu sırada karamelli çikolatanın paketini açmış, büyük bir ısırık almıştı. Ağzı dolu homur homur konuştu.

“Timoti de ben de büyüme çağındayız Rutkay Amca. Yememiz gerek!” deyip çıktı. 

Bakkal, gülerek başını salladı.

“En hızlı büyüyen yeriniz, göbekleriniz evladım!”

Miko, karamelli çikolatasını yiyerek sitenin oyun parkına yürüdü. Timoti de peşi sıra onu takip etti. Kaydırağın tam karşısındaki banka yerleştiler. Ton balıklı konserve mamayı açıp kediciğin önüne koydu Miko. Kendisi için de cips paketini açtı. Düğmeye basılmış gibi aynı anda yemeye başladılar. 

“Piknik için şahane bir gün değil mi Timoti?” dedi Miko. Kedicik yemekle meşguldü. Oralı olmadı.

Bahar henüz başlamış, hava da ancak güzelleşmişti. Bütün kış parka uğramamıştı Miko. Gözünü kaydırağa dikti. 

“Timoti, sence kaydıraktan kayabilir miyiz?” diye sordu, ağzına bir avuç cips atarken.

Mamasını bitirmiş, tüylerini yalayarak temizlik yapan tombul kedi istifini bozmadan miyavladı. Miko bunu ‘Evet, hadi deneyelim!’ olarak yorumladı.

“Dur, acele ettirme beni. Önce şu cipsi bitireyim,” dedi.

Kalanları ağzına tıkıştırıp boş cips paketini ve konserve kutusunu çöpe attı. Kaydırağın merdivenlerine doğru yürüdü. Timoti de onu takip etti. Birlikte merdivenleri tırmandılar. En tepeye ulaştığında nefes nefese kaldı Miko. Şöyle aşağıya doğru bir baktı.

“Kaydırak biraz daralmış gibi ama… Olur olur, neden olmasın?” diye mırıldandı. Sonra da oturup Timoti’yi kucağına aldı ve kaymaya başladı.

Tam ortada kıvrılarak aşağıya inen dar noktada tık diye bir şey oldu. Miko, kaydırakta sıkışıp kaldı. Bir sağa yattı, bir sola oynadı ama ne mümkün! Aşağıya kayıp gidemediği gibi geri de dönemiyordu. Timoti ile birbirlerine bakakaldılar.

O zamana dek boş olan parka bir grup çocuk geldi. Hepsi birlikte kaydırağa tırmanmaya başladı. Ama kaydırağın ortasında trafik tıkanmıştı. Bu nedenle merdivende oluşan sıra hızla büyüdü. 

“Hey, hadi ama! Neden kaymıyorsun?” diye bağırdı çocuklardan biri.

“Şeyy! Sanırım, birazcık sıkıştım,” dedi Miko utanarak.

Çocuklar gülmeye başladı.

Rutkay Amca, dükkânının penceresinden olanları gördü. Kaydırağa doğru koştu. Telaşı fark eden parkın bekçisi de geldi. Sıraya giren çocuklar, bekçi ve Rutkay Amca Miko’yu sıkıştığı yerden çıkarmak için epey uğraştı. Sonunda “flöpp!” diye bir ses duyuldu ve Miko fırlayıp çimenlerin üzerine düştü.

Rutkay Amca onu yerden kaldırırken,

“Gördün olanları! Bundan sonra harçlıklarını abur cubura harcamak yok!” dedi.

Miko, ter içinde kalmıştı. Sağına soluna bakındı. Kedisi ortalarda yoktu. Telaşla bağırmaya başladı.

“Timotii! Nereye kayboldun kedicik?”

Aramaya diğerleri de katıldı. 

“Allah Allah!” dedi Rutkay Amca. “Kaydıraktayken kucağındaydı ya. Sen fırlarken o da başka bir yere mi düştü acaba?”

Miko, telaşla sağa sola koşturuyordu.

“Bulduumm!” diye bağırdı çocuklardan biri. “O da sıkışmış!”

Çocuğun olduğu yere koştular. Bir de ne görsünler! Tombik kedinin belden yukarısı, kum havuzunda unutulmuş bir oyun kovasının içindeydi. Miko, kediciğin dışarıda kalan kısmını, diğer çocuk da kovayı tutup çekiştirdiler. Flöpp! Sesiyle Timoti de sıkıştığı yerden kurtuldu. 

Bizimkilerin abur cubursuz, sağlıklı beslenme maceraları işte böyle başladı. Kısa bir süre sonra Miko’nun kumbarası dolup taştıkça balon gibi olmuş göbeklerinin havası indi, küçüldü. 

Timoti uzun saatler miskin miskin yatmak yerine, çekirgelerin peşinde zıplar oldu.

  Miko’nun gözünü ise hiçbir kaydırak korkutamadı. Hatta en dar, dönemeçli ve tünel biçiminde olanlar bile.

*Bu etkinlik Burcu Şengün Erturgut tarafından hazırlanmıştır. 

TEMA: Sağlıklı beslenme

KONU: Miko ve Timoti’nin sağlıklı beslenmeye başlama hikayesi anlatılıyor.

ANAHTAR KELİMELER: Sağlık, beslenme

KIPIR KIPIR DÜŞÜNCELER:

• Çocuklar, sağlıklı beslenmek ne demek? Sizler sağlıklı beslenmek için neler yapıyorsunuz?

• Sağlıklı yaşamak için doğru beslenmeden başka neler yapmalıyız?

• Tutumlu olmak ne demektir? Örnek vererek açıklayalım.

KIPIRDATAN ETKİNLİKLER:

• Çocuklar ikişerli, üçerli grup olup ailenizde veya çevrenizde doktor, diyetisyen, sporcu gibi sağlıkla ilgili konularda uzman olan kişilerle kısa bir röportaj yapmaya ne dersiniz? Merak ettiğiniz soruları sorup cevaplarını görsellerle destekleyip sınıfınızda bir duvar panosu hazırlayabilirsiniz.

• Çocuklar, konusu sağlıklı beslenmenin önemi olan bir şiir yazmaya ne dersiniz? Yazdığınız şiirleri kipirticocuk@gmail.com adresinden bizlerle de paylaşırsanız çok mutlu oluruz.

• Çocuklar, evinizden getirdiğiniz geri dönüşüm malzemeleriyle bir kumbara tasarlamanızı bekliyoruz. Hayal et ve tasarla!