DEĞİŞEN, DÖNÜŞEN DEV
- Nilüfer DİNÇ
- 10 Nis
- 4 dakikada okunur

Sekoya ağacının altında, büyülü bir gecede,
Ay ışığında parlıyor, peri kızı neşe içinde.
Portakal ve karpuz dans ediyor birlikte,
Mavi kedi tıngırdatıyor sazını zevkle.
Bir tüy süzülüyor, konuyor ve selamlıyor herkesi seke seke.
Giriyorlar birlikte kulpları sapsarı altın kapıdan.
Ay dile gelip sesleniyor bacadan,
Diyor; büyülü bir dünya burası masal diyarından.
Öyküsünü dinleyin bir dev nasıl dönmüş büyük hatasından.
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde Harikonya adında bir diyar varmış. Bu
büyüleyici diyarda biri iyi, biri kötü olan iki dev yaşarmış.
İyi dev doğa dostuymuş. Tüm canlıları, ormanları, nehirleri ve hatta gökleri
gözetirmiş. Kocaman olmasına karşın şefkatliymiş ve yumuşak bir yürekle yardıma
gereksinimi olanlara yardım eli uzatırmış.
Öte yandan açgözlü ve umursamaz olan kötü dev doğaya, hayvanlara ve çevreye türlü
türlü zarar verirmiş. Örneğin bir gün gözleri güneşten kamaşmış. O yüzden karaya gölgeler
düşmesini istemiş ve güneşi karartmaya çalışmış.
Başka bir gün, denizleri geçerken ayağı rahatsız olmasın diye resifleri parçalamış.
Yine başka bir gün, oturunca çevreyi rahat göremediğini öne sürmüş ve dünyadaki en
yüksek ağaçlardan olan sekoyaları sökmeye karar vermiş. Binlerce yıl boyunca yaşayabilen
bu ağaçların hayvan sakinleri isyan etmiş.
“Sekoyalar yangınlara karşı güçlüdür. Kabukları onları korur ve yangınların ardından
yeniden büyüyebilirler. Bu da onları özel yapan bir şey. Bizi evimizden etme,” dedilerse de
dinletememişler.
Bu sırada sihirli bulut treni ile seyahat eden peri kraliçe, trenin penceresinden
bakarken kötü devi ve yaptıklarını görmüş. Bir güvercini yanına çağırmış ve neler olduğunu
ayrıntılarıyla anlatmasını istemiş.
Güvercin “Bu da bir şey mi nazik kraliçem. Bilirsiniz tavşanlar, karanlıkta daha iyi
görmek için özel gözleri olan hayvanlardır. Ama eğer bir anda çok parlak bir ışıkla
karşılaşırlarsa gözleri bir süreliğine göremeyebilir,” diye söze başlamış.
“Evet, elbette biliyorum. O yüzden, eğer tavşanlar karanlıkta dolaşıyorsa, onlara çok
parlak ışık tutmamak gerekir,” diye yanıt vermiş kraliçe.
“Evet efendim, tam dediğiniz gibi. Böylece tavşanlar kendilerini mutlu ve güvende
hissederler.”
“Doğru dedin güvercin. Peki bunun dev ile ilgisi ne?” diye sormuş kraliçe.
“Bu ormanda hiç tavşan bulunmaz çünkü artık kötü devden bıkıp usandılar. Hepsi
başka ormanlara taşındı. Çünkü dev nerede bir tavşan görse elindeki fener ile gözlerine ışık
tutuyordu. Zavallı hayvanlar göremedikleri için, kendilerini korumak üzere bir süreliğine
dona kalıyorlardı. Tabi kötü dev her defasında zevkten dört köşe oluyordu,” diye anlatıvermiş
güvercin.
“Aman Allah’ım nasıl olur böyle bir zalimlik? Harikonya’da işler yolunda değil” diye
söylenmiş kraliçe. Treninin içinde bir aşağıya bir yukarıya yürümüş. Çok ama çok
endişelenmiş. Hemen bir araştırma yapmaya karar vermiş.
Bu ülkede kötü devin yaptıklarının farkında olmasına karşın bunları görmezden gelen
bir kralın olduğunu öğrenmiş. Kral, devin yol açtığı ekolojik dengesizliği göz ardı ediyormuş.
Çünkü devin sağladığı av eti ve kışlık odun onun için daha önemliymiş. Değer verdiği şeyler
başkaymış.
Bunun üzerine peri, hayvanlara kral ile konuşmaları gerektiğini söylemiş. Keskin
zekâsıyla tanınan denizler prensi Hamsi, orman hayvanlarını temsil eden tavşan ve yer altını
temsilen köstebek elçi olarak seçilmiş. Kralın huzuruna çıkmışlar ama beklediklerini
bulamamışlar. Sarayda bir güzel beslenip şımartılmışlar. Giderlerken kral onlara,
“İşte bakın dev olmasa ne yemek yiyebilirsiniz ne de sıcak yataklarınızda
yatabilirsiniz. Ona çok şey borçluyum ama yine de sizin için onu uyaracağım,” demiş.
Tutmayacağı sözler vererek elçileri uğurlamış.
İstediklerini elde edemeyen ve bir çözüm bulmaya kararlı olan elçiler gizli bir toplantı
yapmışlar. Sonunda bulut treninde seyahat eden kraliçe periden yardım istemeye karar
vermişler. Peri haberi alır almaz yola koyulmuş. Baykuş kılığında yanlarına geldiğinde onu
minnetle karşılamışlar. Elçi olarak seçilen hayvanlar sarayda yaşadıklarını anlatırken peri
onları dikkatle dinlemiş. Sonunda gözlerindeki kararlılıkla, “Bu sorunu çözeceğim” demiş ve
uçup gitmiş.
O sırada kötü dev yine güneşi kapatmaya çalışıyor ve solmuş bitkileri işaret edip
gülüyormuş. Yanına baykuş kılığında yaklaşan periyi görmemiş. Peri uzunca bir süre devin
yanında uçmuş. Sonunda dev, minik kanatları fark etmiş.
“Ne vızıldayıp duruyorsun kulağımın dibinde yahu, zaten bir sıkımlık canın var, git
buradan!” demiş.
Peri bunu duyunca çok sinirlenmiş. Gerçek şekline geri dönmüş. Kötü devden
suçlarını itiraf edip özür dilemesini istemiş. Oysa kötü dev, yaptıklarıyla övünerek perinin
endişelerini kibirli bir şekilde görmezden gelmiş. Bunun üzerine peri, “Tamam öyleyse. Sana
güzel bir ders vermek gerekli” diyerek devi büyülemiş.
Ona her ay çeşitli biçimlere dönüşme cezası vermiş. Bir ay balık olarak yaşamış.
Başka bir ay çimen olmuş. Sonra kırmızı bir sekoya ağacı, daha sonra bir tavşan ve zarar
verdiği tüm yaratıklara sırasıyla dönüşmüş.
Her bir dönüşüm ona büyük dersler vermiş. Kötü dev, böylece doğadaki tüm canlıların
birbirine bağlı olduklarını fark etmiş. Bugüne dek yaptıklarından pişman olmuş. Dersini
almış. Neden olduğu acıları kendisi yaşadıkça kalbi de yumuşamış. Bambaşka birine
dönüşmüş.
Sonunda krala gitmiş. Bugüne dek yaptıklarının yanlış olduğunu anlatmış. Kral
yanlışını kabul etmemiş. Rahat yaşamından vazgeçmemiş. Böylece o da peri tarafından aynı
cezaya çarptırılmış.
Devin dönüşümünden memnun olan kraliçe peri, onu ülkenin başına getirmiş. Doğa
dostu diğer dev ise veziri olup, kötü deve yol göstermiş. Yeni kral ülkeyi ve orada yaşayanları
koruyacağına söz vermiş. Çok adil, iyi ve uyumlu bir kral olmuş. Barışı ve ekolojik dengeyi
savunmuş. Böylece Harikonya’nın geleceği garanti altına alınmış.
İyi deve dönüşen kötü devin hikâyesi bütün ülkelere ders olmuş,
Kuşaklar boyu konuşulmuş.
Doğayı korumak insanlık görevi sayılmış.
Tüm dünya rahata kavuşmuş.
Böylece bizim masalımız da son bulmuş.
*Bu etkinlik Tuğçe Sarsılmaz Köksel ve Nilüfer Dinç Demirok tarafından
hazırlanmıştır.
KONU: Bilinçli ve kendi çıkarları için yapılan kötülüğün tüm doğaya zarar vermesi
TEMA: İyi ile kötünün doğada çatışması
ANAHTAR KELİMELER: iyilik, kötülük, dev, ders vermek, yönlendirmek, ekolojik denge.
KIPIR KIPIR DÜŞÜNCELER:
● Ekolojik denge nedir?
● Doğaya bilinçli yapılan kötülükler nelerdir?
● Doğayı korumak için biz neler yapabiliriz?
● Kötü olan bir şeyi iyileştirmek için nasıl bir yol izlemeliyiz?
● Kendi çıkarlarımız için kötülük yapabilir miyiz? Neden?
● İyilik nedir?
KIPIRDATAN ETKİNLİKLER:
● Öğretmen bahçede çocuklarla bir çember oluşturur. Birkaç dakika süre vereceğini, bu
süre içinde etrafta bulunan varlıklardan (taş, toprak, çimen, karınca, bank, ağaç vb)
birini seçmelerini ister. Seçilen varlıklar başka bir kişi ile paylaşılmamalıdır. Sadece
“Kendileri o varlığın yerinde olsaydı ne hissederdi?” diye düşünmeleri istenir.
Öğrenciler, bir varlık seçerek verilen sürenin sonunda yeniden çembere gelir.
Öğretmenin komutu ile bedenlerini o varlığın biçimine benzetmeye çalışırlar.
Öğretmen bir öğrenciye dokunur ve bir soru sorar (bu varlık en çok ne zaman mutlu
olur? Bu varlık hiç üzülmüş müdür? Bu varlık ne olursa güler? Cevap veren çocuk
başka bir arkadaşına dokunur ve bir soru sorar. Çemberde bulunan tüm varlıklar
konuşmasıyla oyun biter. Çember bozulmadan herkes kimin ne olduğunu tahmin
etmeye çalışır. Cevaplar üzerine konuşulur ve cevaplar çoğaltılır.
● Ekolojik Denge Afişi Hazırlama: Çocuklar masalda geçen doğaya zarar verme,
ekolojik denge, hayvanları koruma gibi konular ile, doğanın korunmasının
önemini anlatan afişler tasarlayabilir misiniz? Afişlerinizde resimler ve sloganlar
kullanarak doğa dostu mesajlar vermeye hazır mısınız? Bu etkinliği eklemek mümkün
mü?
Bayıldım. Emeğinize sağlık. Kaleminiz daim olsun